Boşanma ve Nafaka

Boşanma, kanunda yazılı sebeplere dayanarak eşlerden birinin açacağı boşanma davası sonucunda evlilik birliğinin hakim kararıyla sonlandırılmasıdır.

Boşanma davalarında görevli mahkeme, aile mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin olmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde aile mahkemesi sıfatıyla dava açılabilir. Boşanma ve nafaka hukuku hakkında merak edilenler aşağıda iletilmektedir.

Hangi yer mahkemelerinde dava açmamız gerekir?

Boşanma ve ayrılık davalarında eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi yetkilidir.

Boşanma davasının kanunda yazılı sebeplere dayanması gerekir. Evlilik birliğini sone erdiren nedenler Türk Medeni Kanunu’nun 161-166. Maddeleri arasında sayılmıştır.

  • Zina
  • Hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış
  • Suç isleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akil hastalığı
  • Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
  • Eslerin anlaşması (anlaşmalı boşanma)
  • Ortak hayatin kurulamaması

Boşanma Davasında Kadınların Hakları Nelerdir?

  • Boşanma davasında kadının tazminat hakkı

İster çekişmeli ister anlaşmalı boşanma olsun evlilik sona ererken kadının tazminat hakki bulunmaktadır. TMK m 174/1 maddi tazminat,174/2 manevi tazminat düzenlenmiştir.

  • Boşanma davasında kadının nafaka hakkı

Yoksulluk Nafakası: Boşanma nedeniyle kocasının desteğinden yoksun kaldığı için yoksulluğa düşecek olan kadının esinden yoksulluk nafakası isteme hakki vardır.

İştirak Nafakası: Müşterek çocuğun velayeti kadına verildiği takdirde kadın çocuk için iştirak nafakası isteme hakkına sahiptir.

Tedbir Nafakası: Yargılama süresince kadına verilen bir nafakadır. Kadına yönelik tedbir nafakası, kadının boşanma davası sırasında geçimini sağlayabilmesi maksadıyla verilir.

  • Boşanma davasında kadının velayet hakkı

Anlaşmalı boşanmada çocukların velayeti konusunda esler protokolle uzlaşmaya varabilirler. Çekişmeli boşanma davasında ise velayetin kimde olacağına ve kişisel ilişkiye dair esaslar çocuğun üstün yararı göz önüne alınarak mahkeme tarafından karara bağlanır.

  • Boşanma davasında kadının mal rejiminden kaynaklı alacak ve hakları

Eğer eşler arasındaki evlilik 1 Ocak 2002 tarihinden önce yapılmış ise bu tarihe kadar edinilmiş olan mallar paylaşıma dahil olmayacaktır. Ancak bu tarihten sonra evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan mallar paylaşıma tabiidir.

  • Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı

Kadının, kocası adına kayıtlı bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaza Aile Konutu Şerhi konulmasını talep etme hakkı bulunmaktadır.

  • Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı
  • Kadının Kendi Eşyalarını Talep Etme Hakkı
  • Boşanma Davasında kadının evden uzaklaştırma hakkı

Boşanma Davasında Erkeğin Hakları Nelerdir?  

Medeni kanunumuza göre erkek ve kadın evlilik kurumunda eşit sorumluluklara sahiptirler. Boşanma davalarında yasal haklar hem kadın hem erkek açısından eşit biçimde uygulanmaktadır.

Medeni Kanun esaslarına göre boşanma davalarında kadın veya erkek ayrımı yapılmaksızın boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları ölçüsünde sorumluluk ve yaptırımları belirlenmektedir.

Nafaka ödenmesi, velayet, mal paylaşımı ve tazminat konuları kusur neticesinde belirlenecektir. Buna göre erkeğin nafaka isteyebilmesi mümkündür. İştirak nafakası bunlardan birisidir. Nafaka ve velayet hakkı kadın ve erkek olarak genelde ayrılmaz. Önemli olan çocuğun üstün menfaati ve maddi imkanlardır.

Boşanmada Nafaka Ne Zaman Başlar?

Tedbir nafakasının başlangıç tarihi dava tarihidir, karar tarihinin önemi yoktur. Tedbir nafakası isteyen este kusur aranmaz. Tedbir nafakası kadın lehine hükmedilebileceği erkek lehine de hükmedilebilir.

İştirak nafakası mahkeme kararının kesinleşmesiyle ödenmeye başlanır ve çocuk ergin oluncaya kadar ödenmeye devam eder. İştirak nafakası, velayeti kendisine verilmeyen eş aleyhine, ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talep olmaksızın da hakim tarafından hükmedilen nafaka türüdür. Bu nafaka türünde eşlerin kusur durumunun hiçbir önemi yoktur.

Mahkeme tarafından daha önce tedbir nafakası adı altında ödenmesine karar verilen nafaka boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte iştirak nafakasına dönüştürülür.

Yoksulluk nafakasını alabilmek için kararın kesinleşmiş olması gerekir. Kararın kesinleşmesi ile ödememe halinde icra takibi ile tahsil edilebilir. Yoksulluk nafakası, boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi, boşanma davası kesinleştikten sonra da talep edilebilir.

Anlaşmalı Boşanmada Nafaka İstenir mi?

Anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için taraflar boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumuna ilişkin düzenlemeleri yapmalı ve bu düzenlemeler hakim tarafından uygun bulunmalıdır. Anlaşmalı Boşanma Davasının temelini oluşturan Boşanma Protokolünde mutlaka ama mutlaka nafakaya ilişkin düzenleme bulunmalıdır.

Anlaşmalı boşanma davasında, nafakaya ilişkin düzenlemenin olmaması veya tarafların bu konuda anlaşamamış olması halinde anlaşmalı boşanma gerçekleşmeyecektir.

Anlaşmalı boşanmada eşlerin, nafakaya bağlı bir talebinin olması halinde açık bir şekilde miktarı ,yükümlüsü  sözleşmede belirtilmelidir.

Anlaşmalı boşanma sözleşmesinde eş, yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığına dair bir madde koymuşsa bu nafaka talebinden feragat etmiş sayılmaktadır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davasında bu nafaka talebinden feragat eden eş, anlaşmalı boşanma sonrası yeniden dava açarak yeniden nafaka talebinde bulunamayacaktır.

Anlaşmalı boşanma davasında, iştirak nafakası talep etmeyen eş, çocuk adına sonradan nafakanın bağlanması için açabilecektir. Sonuçta bu nafaka, çocuğun menfaatine yönelik bir türüdür.

Anlaşmalı Boşanmada Nafaka Ne Zaman Başlar?

Protokol maddesinde nafakanın ödenmesi yönünde talepte bulunulması halinde dava açma tarihinden itibaren başlamaktadır. Mahkeme protokol maddesinde belirtilen nafaka, aksi bir durum belirtilmedikçe davanın açılma tarihinden itibaren nafaka ödenmesi yönünde karar verecektir.

Anlaşmalı Boşanmada Nafaka Ödenmezse Ne Yapılmalı?

Nafaka borcunun ödenmemesi durumunda nafaka yükümlüsüne karşı icra takibi yapılabilir. İcra takibinde geçmişe yönelik 10 yıllık birikmiş nafaka borçları faiziyle birlikte hesaplanarak talep edilebilir.

İcra takibinden istenilen sonucun elde edilememesi durumunda, bir sonraki yasal süreç olarak borçlunun üzerindeki mallara ve maaşına haciz koydurulabilir. Nafaka alacaklarında emekli maaşına da haiz konulabilmektedir. Nafaka alacağı sıra cetvelinde 1. Sırada yer alır ve aynı zamanda nafaka alacağı için emekli maaşına haciz konulması da mümkündür.

Nafaka borcu ödenmediği takdirde 3 aya kadar tazyik hapsi cezası verilmektedir. Cezanın uygulanmaya başlamasıyla birlikte, eğer nafaka borcu ödenirse borçlu hemen tahliye edilmektedir.

Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?

 01.01.2002 tarihinden önce yürürlükte olan Medeni Kanun, eşler arasında yasal olarak Mal Ayrılığı Rejiminin geçerli olduğunu kabul etmekteydi. 01.01.2002 tarihinden önce satın alınan mallar kimin üzerine kayıtlıysa mal ona ait sayılır.

01.01.2002 tarihinden sonra yürürlüğe giren mevcut Medeni Kanun ise malların yarı yarıya paylaşımı esasına dayanan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimini yasal mal rejimi olarak kabul etmiştir.

Boşanmada mal paylaşımı, tarafların evlilik birliği içinde edindiği malların paylaşması esasına dayanır. Bu nedenle evlilikten önce elde edilen mallar hiçbir surette mal paylaşımına dahil edilemez.

Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eslerin her birinin kişisel mallarını kapsar.

Edinilmiş mallar

  • Çalışmasının karşılığı olan edimler,
  • Kişisel malların gelirleri (malın kendisi değil, geliri hesaba katılır mesela kişisel malın kira geliri),
  • SGK veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacıyla kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
  • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen maddi tazminatlar,
  • Edinilmiş malların yerine geçen değerler.

Boşanmada mal paylaşımı yapılırken öncelikle her eş kendi kişisel mallarını geri alır, yani bu mallar paylaşıma dahil edilmez.

Kişisel mal sayılan bu mallar:

  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
  • Eşlerin üçüncü kişilerden olan manevi tazminat alacakları,
  • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına hasredilebilecek eşyalar,
  • Yukarıdaki kişisel mallar yerine geçen değerler (Satış, takas vs. yoluyla kişisel mallar yerine geçen para veya diğer değerler).

Her eş kendi kişisel mallarını aldıktan sonra evlilik içerisinde elde edilen “edinilmiş mallar” yarı yarıya paylaşılır.

  • Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, nelerin kişisel mal sayılacağını kararlaştırabilirler.

Eşler, mal rejimi sözleşmesi yaparak bir eşin mesleğini icra ederken kazandığı malvarlığı değerlerini veya bir işletmenin faaliyetinden elde edilen malvarlığı değerleri “kişisel mal” sayılarak boşanma sırasında paylaşım dışında tutulabilir.

Eşlerden biri herhangi bir malın kişisel mal olduğu iddiasında ise bu iddiasını ispat etmek mecburiyetindedir. Çünkü evlilik içerisinde elde edilen malların kural olarak kişisel mal değil, edinilmiş mal olduğu kabul edilir. Eşlerden biri evlilik içerisinde elde edilen malın kişisel mal olduğunu ispat edemezse, o mal edinilmiş mal olarak paylaşıma dahil edilir.

Taraflar Mal paylaşımı davasında üç talepte bulunabilirler.

  • Katılma Alacağı
  • Değer Artış Payı Alacağı
  • Katkı Payı

 

BOŞANMA DAVASI DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

……………..

 

DAVACI            : Ad-Soyadı-Adres-T.C. Kimlik No……..

 

VEKİLİ               : …………………….

 

DAVALI             : Ad-Soyadı-Adres-T.C. Kimlik No……..

 

KONUSU          : Boşanma (evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle) ,velayet ve

nafaka

 

DAVA TARIHI   :…./…./……

 

ACIKLAMA       :

1-

2-

3-

4-

5-

6-

 

HUKUKİ NEDENLER:

 

DELİLLER :

1-Nüfus kayıtları,

2-Tarafların sosyal ve ekonomik ekonomik durumunu belgeleyen kayıtlar,

3-Tanık beyanları,

4-Yemin

 

SONUÇ :

1-Açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından tarafların boşanmalarına,

2-Müşterek çocukların eğitimleri ve gittikleri kurslar dikkate alınarak………TL nafakanın dava aşamasında tedbir nafakası olarak kararın kesinleşmesi sonrasında ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline,

3-Müşterek çocukların velayetinin davacı tarafa verilmesine,

4– ……TL maddi ve ……..TL manevi olmak üzere toplam ……..TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesine;

5-Dava süresince ödenmek ve  sonrasında yoksulluk nafakasına dönüşmek üzere müvekkilin kişisel ihtiyaçlarının karşılanması bakımından müvekkilime aylık …. TL nafakaya hükmedilmesine,

6-Yargılama giderleriyle, vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederim.

DAVACI VEKİLİ AV………