Loading

İŞYERİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZASINDA İŞVERENİN YAPMASI GEREKENLER 

“Kimse sana özgürlük veremez. Kimse sana eşitlik veya adalet ya da başka bir şey veremez. Eğer insansan, sen alırsın.”

Malcolm X 

İŞYERİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZASINDA İŞVERENİN YAPMASI GEREKENLER 

İş kazası, işveren tarafından verilen işin yürütülmesi sırasında gerçekleşen, işçiyi bedence ve ruhça etkileyen kaza olarak tanımlanabilir. Günümüzde işçi ve işverenlerin ihmalleri, iş güvenliği konusunda yeterince önlem alınmaması, gerekli eğitimlerin işçilere verilmemesi veyahut işçinin gerekli eğitimleri almasına rağmen dikkatsizliği ve tedbirsizliği sonucu meydana gelen iş kazalarıyla sıklıkla karşılaşmaktayız. İş kazası sonrasında işveren, işyeri yöneticileri veya çalışanlar zaman zaman ne yapmaları gerektiğini bilmemekte ve bu nedenle hem kişiler mağdur olmakta hem de işyeri maddi para cezaları ile karşılaşmaktadır.

İş kazasından hemen sonra ve devam eden süreçlerde dikkat edilmesi ve yapması gerekenlerin neler olduğu konusunda her ki tarafın bilinçli olması mağduriyeti en aza indirmek adına yararlı olacaktır. Kaza geçiren çalışanın gerekli sağlık hizmetlerini alması için işverenin iş kazası durumunda, kaza geçiren çalışana en kısa sürede bir sağlık ekibi tarafından acil müdahale yapılmasını sağlamak veya en uygun şekilde bir sağlık kuruluşuna kaza geçiren personeli ulaştırmak kanuni bir yükümlülüktür.  Ardından iş kazasının meydana geldiği ilçenin bağlı bulunduğu cumhuriyet savcısı veya kolluk kuvvetlerine haber verilmelidir. En önemli husus ise işveren tarafından 3 iş günü içinde SGK’ ya iş kazası bildirimin yapılması gerektiğidir. Söz konusu bildirim yapılmadığı takdirde, işveren idari para cezası ile karşılaşacaktır.

İş kazasının SGK’ ya bildirilmesinden sonra SGK’ ya bağlı müfettişler kaza mahalline gelerek olayın iş kazası olup olmadığını araştıracak olup, olayın iş kazası olmasının bildirilmesi,  olabilecek bir ihtilaf durumunda mahkeme sürecinde delil niteliğinde olacaktır.

İş kazası geçiren işçinin, işgücü kaybı oranı doğrultusunda kusurlu olan işverene maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahip olup,  işçinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde manevi tazminat davası ölen işçinin mirasçıları davayı açma hakkına sahip olacaktır. Mahkemelerdeki dava yoğunluğunun azaltılması için getirilen ihtiyari arabuluculuk sistemiyle taraflar arasında anlaşma sağlanarak da ihtilafın çözülmesi mümkün olmaktadır.

 YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ, 2011/10168 E.  2012/6665 K.

 ‘’ Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı işveren fesihten sonra davacının işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi işverenin bu davetine icabet etmemiştir. Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Ne var ki, bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. Bu nedenle, davanın reddi gerekir.’’

“Dingo’nun Ahırı “

Eski zamanlarda Dingo adında bir adam yaşarmış. Yaşadığı yerde pek çok kişi hayvancılıkla uğraşır, bu şekilde geçinirlermiş. Dingo’da onlar gibi hayvancılıkla uğraşırmış. Ancak Dingo diğerlerinden biraz farklı bir özelliğe sahipmiş.  O zamanlar insanlar ahırlarına kimsenin girmesine izin vermezmiş. Çünkü hayvanlarına nazar değmesinden korkarlarmış. Ama Dingo bunu saçmalık olarak görür, nazara inanmazmış. Bu nedenle ahıra isteyen herkes girer çıkarmış. O zamandan bu zamana “Dingonun ahırı” tabiri, girenin çıkanın belli olmadığı, ayaküstü yerler için kullanılır hâle gelmiş. İzin alınma­sı gerektiği halde, bir yere destursuz girenlere, “Burayı Dingo’nun ahırı mı sandın?” denir.