Bireysel Emeklilik Sistemine Otomatik Katılım

Ülkemizde bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım, Resmi Gazete’de yayımlanan 6740 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile hayata geçirilmiştir.

Bu sisteme göre otomatik katılım sistemine dahil olanlar; Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) kayıtlı bir işyerinde çalışan, 45 yaşını doldurmamış, özel sektör ve kamu çalışanlarıdır. Bu kapsamda hem kamu kurumu işverenlerin hem de özel sektör işverenlerin yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenlere idari para cezası uygulanır.

İşletmeler;

  • 1 Ocak 2017 itibariyle 1.000 ve üzeri işçi,
  • 1 Nisan 2017 itibariyle 249-1.000 işçi,
  • 1 Eylül 2017 itibariyle 100-249 işçi,
  • 1 Ocak 2018 itibariyle 50-100 işçi,
  • 1 Temmuz 2018 itibariyle 10-50 işçi,
  • 1 Ocak 2019 itibariyle 5-9 işçi,

Çalıştırdıklarında otomatik katılım sistemine girmek zorundadırlar. Emeklilik planı işverence seçilir ve çalışanı bu sisteme dahil eder.

    İşverenlerin yükümlülükleri şunlardır:

  • Emeklilik şirketini seçip emeklilik sözleşmesi yapmak,
  • İşveren sisteme giriş yapılırken çalışandan faizli/faizsiz fon seçimi tercihini almak, tercih yapılmazsa kendi seçim yapmak,
  • Katkı payını çalışanın maaşından kesip emeklilik fonuna aktarmak.

İşveren, çalışanların maaşlarından prime esas kazancın veya emeklilik keseneğine esas aylığın minimum %3’ü olmak kaydıyla kesinti yaparak, bu tutarı en geç çalışanın ücretinin ödeme gününü takip eden iş günü emeklilik şirketine aktarmalıdır.

İşveren 45 yaş altı bütün çalışanları otomatik katılıma dahil etmek zorundadır ancak çalışan 2 ay içinde cayma hakkını kullanarak sistemden çıkabilir. Cayma hakkı kullanılırsa yatırılan paralar 10 gün içinde çalışana iade edilir.

Haftanın Yargıtay Kararı

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 1974/4451

Karar Numarası: 1974/5279

Karar Tarihi: 25.09.1974

“Ama buna karşılık kocanın karısına bakmadığı ona az para verdiği, hatta çocuk yüzünden hırpalandığı bununla da kalmayarak dışarıda içip eve geç geldiği ve böylece eşini ihmal ettiği subuta ermiştir. Toplanan deliller karşısında evdeki huzurluğa kocanın karısına kıyasla ağır kusur teşkil eden tutumunun yol açtığı gözetilerek boşanma talebinin reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.”

Haftanın Deyimi

“Vermezse Mağbut Neylesin Mahmut”

Sultan Mahmut’ un hazineleri dillerde dolaşırmış. İstanbul’un her semtinden dedikodu toplarlar, bunu Sultana iletirlermiş. Bir tanesi varmış ki, dedikleri kolay kolay yutulur şeyler değil. Her sözün sonunu da “Ahh, ahh! Hadi bıraktık hazine dairesini, bize azıcık verse ömür boyu yeter artar” dermiş. Sultan Mahmut bu adama için için öfkelenirmiş. bir gün huzura getirtmiş;

– ” Bana bak! Sen böyle etrafta bilmeden ne atıp tutuyorsun? Bilir misin ki, ne yüklerin altındayız? Bilir misin ki, geceleri rahat uyumamaktayız?….”

Padişahtan azarı işiten adam sus pus olmuş. iyice büzülmüş, çökmüş.

– ” Bak, her lafın sonunu da Padişah bize yedirmiyor diye bitirirmişsin? ” Artık kellesinden de korkmaya başlayan adam, kaçacak delik aramış.
– ” Ben insaflı biriyim. Sana bir şans tanıyacağım. Ama sen de söylenmeyi bırakacaksın.”

Adamla anlaşan Padişah, beraberce hazine dairesine gitmiş:

– ” Kenardaki küreği al ve daldırabildiğin kadar dibe daldır. Kürektekiler senindir. İyi düşün hangisinden almak istersen oraya daldır küreğini. Bir kez şansın var. Ona göre! ”

Padişahın sandığı gibi zalim biri olmadığını anlayan azardan yıkılmış ve gördüğü hazinenin muhteşemliği karşısında dili tutulmuş adam heyecanla küreğe sarılmış.

Daldırabildiği kadar derine, çil çil altınların dibine daldırmış. Sevinçle küreği çıkarmış ki, bir de ne görsün? Küreğin üstünde bir tek altın parıldıyor. Meğerse adam heyecandan küreği ters daldırmış.

-” Ee, gördün mü evlat, kazanmak o kadar da kolay değilmiş… Yapacak bir şey yok! Al o bir altını, git ve bir daha sakın arkadan konuşma. Vermeyince Mabut, neylesin Mahmut? ”