Ne Kadar Evlilik O Kadar Nafaka
“Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar”
Nietzsche
Bilindiği üzere yoksulluk nafakası, eşlerin boşanması halinde yoksulluğa düşecek eş için verilen ve boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlayacak olan nafakadır. Yoksulluk nafakasında herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır.
Konunun gündeme alınmasına neden olan olay ; Karaman Ermenek’ten H.T. , ‘İki yıl süren evliliğinden dolayı 37 yıldır nafaka ödediği’ şikayetiyle TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurdu. H.T.’nin başvurusunu işleme alan komisyon konuyu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sordu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘süresiz yoksulluk nafakası’ ile ilgili gelen şikâyetler üzerine Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin mevzuatlarını inceledi. Bakanlık bu incelemeler sonrasında “Bu ülkelerde süreyle ilgili en önemli kıstas, evlilik süresinin uzunluğu olarak göze çarpmaktadır. Kısa süreli evliliklerde bu nafaka sınırlanmakta, genellikle evlilik süresi kadar olmaktadır” sonucuna vardı.
Ancak şuan için atılmış somut bir adım bulunmamaktadır. Son gelişmelere binaen kesinlik olmamakla birlikte süresiz yoksulluk nafakasına ilişkin yeni bir düzenlemenin gelmesi muhtemeldir.
Yargıtay Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2003/9-11 Esas – 2003/54 Karar
“İş yerinde 3 yıldan fazla ikramiye ödemesi verilmesi halinde bu husus artık işyeri şartı haline gelir.”
İş yerinde devamlılık göstererek işçi lehine yapılan uygulamalar bir nevi kurala bağlanmış sayılacak olup düzenli olarak tekrarlanması halinde iş yeri uygulaması sayılacaktır. Önemli olan uygulamanın sayısı değil; uygulamanın düzenli ve devamlı olarak tekrara dayanmasıdır.
Haftanın Deyimi
“Çadırını başına yıkmak”
Osmanlı hükümdarları, sefer esasında hareketlerinden ve hizmetlerinden hoşnut olmadıkları vezirlerini azletmek için kaldıkları çadırın direklerini söktürüp başlarına yıktırırlarmış. Bu hareket iktidardan düşme manâsına eski Türk geleneklerinde mevcut olup Orta Asya’dan itibaren uygulanmıştır. Fatih’in,Karaman seferi sırasında Mahmud Paşa’nın; Yavuz’un da çaldıran dönüşünde Hersekzade Ahmed Paşa ile Dukaginoğlu Ahmed Paşa’nın çadırlarını başlarına yıktırdıkları meşhurdur.