Loading

İŞE İADE VE ŞARTLARI

“İnsanlığa olan inancını yitirmemelisin. İnsanlık bir okyanustur. Bazı damlalar kirli diye okyanus kirlenir mi hiç.’’

 Mahatma Gandhi

İşe İade Davası Nedir?

İşe iade davası, işveren tarafından iş akdi feshedilen ancak bu feshin geçersiz olduğunu düşünen işçinin, iş güvencesinden faydalanarak işe iadesini talep ettiği davadır. İşe iade davası, iş sözleşmesi geçersiz bir nedenle sonlandırılan(halk deyimiyle işten kovulan) işçi tarafından açılabilir. İşverenin bu davayı açma hakkı bulunmamaktadır

İşçinin İşe İade Hükümlerinden Yaralanabilmesi İçin Gerekli Şartlar:

İş güvencesinden yararlanabilmek ve işe iade davası açabilmek için şu şartlara uyulmalıdır:

İşyerinde en az 30 işçi çalıştırılıyor olmalıdır.

Bu sayı belirlenirken sadece, işe iade davası açan işçinin çalıştığı işyeri değil, eğer varsa işverenin aynı işkolunda başkaca işyerleri de hesaba katılır.

İşçi bu işyerinde en az 6 aydır çalışıyor olmalıdır

İşçi ile işveren arasında belirsiz süreli bir iş sözleşmesi bulunmalıdır.

İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekillerinden olmamak gereklidir.

İş sözleşmesinin feshi geçerli bir sebebe dayanmıyorsa, işe iade hakkı söz konusu olur.

İşçinin savunmasının alınması gerekir. Aksi halde işçi işe iade hakkını kullanabilecektir.

İşe İade Davasının Sonuçları Nelerdir?

a) İşe İade Davası Reddedilebilir:

İşe iade davası açan işçinin iddiaları geçerli bulunmaz ve iş akdinin geçerli bir sebeple feshedildiğine hükmedilirse, dava reddedilecektir. Bu durumda işçinin işe iadesi söz konusu olmaz.

b) İşe İade Davası Kabul Edilebilir:

İşe iadesi kabul edilip de işçinin işe iadesine karar verildiği takdirde, çeşitli olasılıklar ortaya çıkar.

Kararın kesinleşmesinden itibaren 10 gün içerisinde işçi, işe başlamak için işverene başvurmalıdır. Eğer işe başvuru yapmazsa, işverenin yapmış olduğu fesih geçerli hale gelir. Aynı şekilde işe başlamak için başvurmuş ancak işverenin işe başlatma davetini cevapsız bırakmış, makul sürede işe başlamamış işçinin iş sözleşmesi de feshedilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla işe iadesine karar verilen işçinin işe başlamaması, feshin geçerliliğini kabul ettiği anlamına gelir. İşçi işe iade başvurusunu noterden göndereceği bir ihtarname ile yapmalıdır. Mecburi olmamakla birlikte bu uygulama, başvurusunu zamanında yapıldığını ve başvuru içeriğinin geçerli olduğunun ispatlaması açısından önemlidir.

İşçi işe başlamak için başvuru yaparsa, işveren bir ay içerisinde işçiyi işe başlatmak zorundadır. Eğer işe başlatmazsa, mahkeme kararıyla belirlenen tazminat miktarını ödemek zorunda kalacaktır. bu miktar, en az 4 ay, en fazla 8 aylık ücret tutarıdır.

İster işe başlatılmış olsun, ister işe başlatılmamış olsun işçi, çalışmadığı dönem için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarına da kavuşur. Yani işveren, işçiyi çalıştırmadığı dönem için işçiye en fazla dört aylık alacaklarını ödemek zorunda kalacaktır.

İşçi işe iade davası neticesinde işe başvuru yapmışsa ve işveren de işçiyi işe başlatmışsa, geçersiz hale gelmiş fesih nedeniyle ödediği ihbar ve kıdem tazminatını talep edecektir. Burada tüm tazminatların işçi tarafından ödenmesi yerine, kendisine yapılacak ödemeden mahsup edilmesi gereklidir. Eğer işveren bildirim süresi vermeden veya bildirim süresine ait ücret peşin olarak ödenmemişse, bu sürelere ilişkin ücret ayrıca işçiye ödenmelidir.

Haftanın Yargıtay Kararı 

T.C

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ E. 2016/10455 K. 2018/1521

‘Eski sevgilimle evlenseydim daha mutlu olurdum sözü boşanma sebebidir.’

Haftanın Deyimi

“Altı Kaval Üstü Şeşhane” 

Şeşhâne, namlusunda altı adet yiv bulunan tüfek ve toplara denir. Yivler mermiye bir ivme kazandırdığı için ateşli silahların gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Evvelce kaval gibi içi düz bir boru biçiminde imal edilen namlular, yiv ve set tertibatının icadıyla birlikte fazla kullanılmaz olmuş ve gerek topçuluk gerekse tüfek, tabanca vs. ateşli silahlarda yivli namlular tercih edilmiştir. Merminin kendi ekseni etrafında dönmesini ve dolayısıyla daha uzağa gitmesini sağlayan yivler bir namluda genellikle altı adet olup münhani (spiral) şeklinde namlu içini dolanırlar. Altı adet yiv demek, namlunun da altı bölüme (şeş hâne = altı dilim) ayrılması demektir ki halk dilinde şeşâne şeklinde kullanılır. Bu izahtan sonra üstü kaval, altı şeşhâne biçiminde bir silah olmayacağını söylemeyi zaid addediyoruz. Ancak yine de vaktiyle bir avcının, yivlerin icadından sonra çifte (çift namlulu) tüfeğinin kaval tipi namlularının üst kısımlarını teknolojiye uydurmak için şeşhâne yivli namlu ile takviye ettiğine dair bir hikâye anlatılır. Hattâ bu uydurma tüfek öyle acayip ve gülünç bir görünüm almış ki diğer avcılar uzunca müddet kendisiyle alay etmişler ve “Altı kaval  üstü şeşhâne / Bu ne biçim tüfek böyle” diyerek kafiyelendirmişler. O günden sonra halk arasında bu hadiseye telmihen birbirine zıt durumlar için altı kaval üstü şeşhâne demek yaygınlaşmış ve giderek deyimleşerek dilimize yerleşmiştir.