Gümrük Vergisi ve Gümrük Uyuşmazlıkları
Gümrük vergisi ve uyuşmazlıklarını ilgilendiren davalar özelinde çokça yöneltilen bazı spesifik sorulara değineceğiz.
Dünya ölçeğinde küresel ekonomik gelişmeler ile mal ve sermaye hareketlerinin ülkeler arası geçişgenliğinin artması sonucu her devlet kendi ekonomik çıkarlarını korumak ve halkının refahını arttırmak için egemenlik hakkından doğan yetkilerini kullanarak bu mal ve sermaye hareketlerini düzenleme yoluna gitmişlerdir.
Öte yandan ülkeler arası mal ticaretinin gelişmesine paralel şekilde bu alandaki ticari ve vergisel düzenlemeleri yeknesaklaştırmak ve ülkeler arası iş birliğini geliştirmek, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticari rekabette adil bir denge kurmak amacıyla uluslar arası bir işbirliğine ihtiyaç duyulmuş ve bu ihtiyacın sonucu olarak II. Dünya Savaşı’ndan sonrasında Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) imzalanmıştır. Bilindiği üzere dünya ticaret sistemi, GATT ve onun oluşturduğu Dünya Ticaret Örgütü(World Trade Organization-WTO) tarafından yönetilip yönlendirilmektedir.
Dünya Ticaret Örgütü üyesi olan ülkemiz de taahhütleri gereği anılan kuruluş tarafından hazırlık çalışmaları yapılarak imzalamış olduğu anlaşmalar ile GATT anlaşmalarına uymakla yükümlüdür.
Uluslararası anlaşmalara uygun olarak ülkemizde sınır aşan mal ticaretini düzenleyen ana kanun 4458 sayılı Gümrük Kanunudur.
Bu çalışmamızda öncelikle 4458 sayılı Gümrük Kanunundaki temel kavramların açıklaması yapılarak kanunda düzenlenmiş olan gümrük rejimlerinden serbest dolaşıma giriş (ithalat) rejimi ve bu rejimden kaynaklı gümrük vergisi bağlamında (ithal sırasında ödenmesi gerekli KDV’si, ÖTV’si, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu, TRT bandrol ücreti vb. ithalat vergileri çalışmamızın kapsamını aşmaktadır.) ortaya çıkması muhtemel sık karşılaşılan ihtilaflar ile çözüm yılları ele alınmıştır.
Anılan kanunda düzenlenmiş olan dahilde işleme, hariçte işleme, transit, gümrük kontrolü altında işleme, ihracat, antrepo rejimi ile ilgili incelemelerimiz başka bir çalışmanın konusunu teşkil etmektedir.
Gümrük Kanunu
4458 Sayılı Gümrük Kanunu adından da anlaşılacağı üzere sadece bir vergi kanunu olmayıp tüm tüm gümrük işlemlerini düzenleyen ana kanun niteliğindedir. Bu yönüyle kanunun uygulanmasından kaynaklı uyuşmazlıkların gümrük yükümlülüğü ile ilgili kısımları vergi uyuşmazlıkları olarak vergi mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Temelinde gümrük yükümlülüğü doğurmayan diğer tüm uyuşmazlıkların çözümü ise idare mahkemelerinin görev ve yetki alanına girer.
Gümrük uyuşmazlıklarına ilişkin ileride yapacak olduğumuz açıklamalara esas olmak üzere, Kanunun 3 maddesinde yer alan bazı kavramların kapsamı içerecek şekilden tanımlarının bilinmesine öncelikle ihtiyaç bulunmaktadır. Bu kavramlar; Gümrük yükümlülüğü, Yükümlü ve gümrük vergileridir.
Gümrük yükümlülüğü: yükümlünün gümrük vergilerini ödemesi zorunluluğunu,
Yükümlü: gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu bütün kişileri,
Gümrük vergileri: ilgili mevzuat uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü
İthalat vergileri: Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ile tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri;
İhracat vergileri: Eşyanın ihracatında ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükler ile tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ihracatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri, ifade etmektedir.
Gümrük Kanunu, eşyanın serbest dolaşımda bulunup bulunmamasına, bulunma süresinin sınırlı ya da sınırsız olmasına, bulunma şeklinin belli bir amaca yönelik olup olmamasına, serbest dolaşımdan çıkışın nihai olup olmaması vb özelliklere göre kendi içinde belli kuralları olan 8 farklı rejime ayrılmıştır. Her bir rejimde gümrük yükümlülüğünün doğması ve sona ermesinin usul ve şartları birbirinden farklıdır. En çok uyuşmazlıkların çıktığı rejimler: Serbest dolaşıma giriş rejimini (ithalat), Dahilde işleme rejimi, Geçici ithalat rejimi, Gümrük antrepo rejimleridir. İhracat rejiminden kaynaklı uyuşmazlıklar ise daha çok ihracattan doğan KDV’si iadelerinde yaşanmaktadır.
Gümrük Kanununa göre eşyanın gümrüğe gelinceye kadarki aşaması ile gümrüğe geldikten sonra onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadarki aşaması farklı kurallara tabi tutulmuştur.
Eşyanın Gümrüğe Gelmeden Önceki Aşamasına İlişkin Düzenlemeler
Giriş gümrük idareleri, onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması talep edilen eşya kendisine sunulmadan önce risk analizlerini yaparak gerekli önlemleri almak, düzenlemeleri yapmak, boşaltma yerini ayarlamak gibi bir kısım işlemleri yapmak için Türkiye gümrük bölgesine getirilen eşya için önceden özet beyan verilmesini yükümlülük haline getirmiştir. Bu yükümlülük eşyayı getiren veya taşıma sorumluluğunu üstlenen kişiye aittir.
Gümrük idarelerince bir risk değerlendirmesi, düzenleme ya da ayarlama yapılma gereği olmadığı için Türkiye Gümrük Bölgesinin kara suları veya hava sahasından gümrük bölgesi içinde durmaksızın geçen taşıt araçları ile taşınan eşya için özet beyan verilme yükümlülüğü yoktur.
ATA ve TIR, CPD (Gümrüklerden Geçiş Karnesi) Karnesi, Uluslararası Posta Sözleşmesi Kapsamı, yolcu eşyası ve diğer eşyalar için de özet beyan aranmaz.
Özet beyan eşya giriş gümrüğüne gelmeden Gümrük Yönetmeliğinin 67 maddesinde yazılı süreler içeresinde kural olarak veri işleme tekniği yoluyla, istisnai hallerde yazılı olarak verilir. Ve en az yönetmelik ek 10 da yer alan bilgileri içerir.
Özet beyan verilmesi önemlidir. Zira,
- Gümrüğe sunulan eşya için gümrükçe onaylanmış işlemlere başlanması ve tamamlanması için öngörülen süreler özet beyan verilme tarihine göre hesaplanır.
- 177. maddeye göre, bir kısım durumlarda tasfiye hükümlerinin uygulanmasında özet beyanın verilme tarihi esas alınır.
- 237. maddeye göre özet beyan eksikliği veya fazlalığında uygulanacak ceza hükümleri verilmiş olan özet beyana yada özet beyan yerine geçen belgelere göre belirlenir.
Eşyanın Gümrüğe Geldikten Sonraki Aşamasına İlişkin Düzenlemeler
Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşya, girişinden itibaren gümrük gözetimine tabidir. Söz konusu eşya gümrük statüleri belirleninceye, serbest dolaşımda olmayan eşya ise 77 nci maddenin 1 inci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere, gümrük statüleri değişinceye ya da serbest bölgeye girinceye yahut 163 ve 164 üncü maddeler gereğince yeniden ihraç veya imha edilinceye kadar gümrüğün gözetimi altında kalır.
Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşya, getiren kişi tarafından gecikmeksizin belirlenen usul ve esaslara uygun olarak belirlenen bir gümrük idaresine veya gümrükçe uygun görülen herhangi bir yere, yada doğrudan bir serbest bölgeye götürülür.
Türkiye Gümrük Bölgesine gelen eşya, getiren kişi ya da duruma göre eşyanın gelişinden sonra taşıma sorumluluğunu üstlenen kişi tarafından gümrüğe sunulur. Gümrüğe sunan kişi, eşyayı daha önce ibraz olunan özet beyan ya da gümrük beyannamesi ile ilişkilendirir.
Özet beyanın verildiği tarihten itibaren, gümrüğe sunulan özet beyan kapsamı deniz yolu ile gelen eşya için 45 gün, diğer yolla gelen eşya için 20 gün içinde gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım tayin edilir. ve bu işlemler yönetmelikle belirlenen süre uzatım şartları hariç belirtilen süreler içinde tamamlanır.
Eşya, gümrüğe sunulmasından sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar geçici depolanan eşya statüsünde bulunur ve bu şekilde adlandırılır.
Geçici depolanan eşya, sadece gümrük idarelerinin uygun gördüğü yerlerde ve bu idarelerin belirlediği koşullarda depolanabilir.
Gümrük Kanunu’nun 183 ve 184 madde hükümlerine göre gümrük gözetimi altındaki ithalat vergilerine tabi eşyanın kanuna aykırı olarak gümrük gözetimi dışına çıkarılmasından veya geçici depolanması ve tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülüklerden birinin yerine getirilmemesi halinde gümrük yükümlülüğü doğar.
Gümrük yükümlüsü ise; Eşyayı gümrük gözetiminden çıkaran kişiler, Bu çıkarma işine iştirak eden ve eşyanın gümrük gözetiminden çıkarıldığını bilen veya normal olarak bilmesi gereken kişiler, Söz konusu eşyayı elde eden veya elinde bulunduran ve bu eşyayı elde ettiği veya aldığı sırada gümrük gözetiminden çıkarıldığını bilen veya normal olarak bilmesi gereken kişiler, Eşyanın geçici depolanmasında veya tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin kullanılmasından doğan yükümlülükleri yerine getirmesi gereken kişilerdir.
Gümrüğe sunulan ve geçici depolanan eşya statüsünde olan eşya için yukarıda belirlenen süreler içinde gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanım tayin edilir.
Gümrükçe onaylanmış işlemden kasıt eşyanın; bir gümrük rejimine tabi tutulmasını (ithalat, ihracat, dahilde işleme, hariçte işleme, antrepo, transit vd.), bir serbest bölgeye girmesini, Türkiye Gümrük Bölgesi dışına yeniden ihracını, imhasını ve gümrüğe terk edilmesini ifade eder.
Bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilir.
İhracat, hariçte işleme, transit veya antrepo rejimi için beyan edilen serbest dolaşımda bulunan eşya, gümrüğe verilen beyannamenin tescilinden itibaren Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkıncaya veya imha edilinceye ya da gümrük beyannamesi iptal edilinceye kadar gümrük gözetimi altında kalır.
Bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya için bir gümrük beyanında bulunulur.
Gümrük beyanı istisnai haller saklı kalmak üzere kural olarak yazılı yada bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla yapılır.
Eşyanın beyan edildiği gümrük rejimini düzenleyen hükümlerin uygulanması için gerekli bütün belgeler (fatura, menşe belgeleri, dolaşım belgeleri vb.) beyannameye eklenir. Gümrük beyanı bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla yapıldığında bazı belgelerin ibrazı gerekmese de, ibraz edilmek üzere beyan sahibince muhafazası gerekir.
Usulüne uygun olan beyannameler, ait oldukları eşyanın gümrüğe sunulmuş olması halinde tescil edilir. Tescil işlemi, beyana ilişkin bilgilerin yerel alan ağı veya geniş alan ağı üzerinden gümrük bilgisayar sistemine girilerek sistem tarafından tescil tarihi ve sayısı verilmesini ya da beyanname veya beyanname hükmündeki belgenin üzerine mühür vurularak, sıra numarası ile tarih konulması ve bu beyannameye ait bilgilerin tescil defterine yazılmasını ifade eder.
Aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarih, beyannamenin tescil edildiği tarihtir.
Tescil edilmiş beyanname, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlar ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulur.
Yukarıda bahsettiğimiz hususlar tüm rejimler için ortak olup her bir gümrük rejimine ilişkin gümrük yükümlülüğünün doğması, kapsamı ve son bulmasını çalışmamızın devamında ayrı ayrı rejim bazında yapmaktayız.

Serbest Dolaşıma Giriş Rejimi
Türkiye Gümrük Bölgesine gelen eşya, yükümlü olan beyan sahibince nihai olarak serbest dolaşıma sokulmak isteniliyorsa, buna ilişkin ithalat beyannamesini doldurarak ekleriyle birlikte gümrük idaresine verir. Gümrük idaresince beyannamenin tescil işlemlerinin yapılması, varsa ticaret politikası önlemlerinin uygulanması (kota vb.), diğer işlemlerinin tamamlanması (ürün güvenliğine ilişkin izinler vb) ve kanunen ödenmesi gereken vergilerin ödenmesi üzerine onay işlemleri yapılarak serbest dolaşıma girer.
İthalatta gümrük yükümlülüğü ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlar.
Gümrük yükümlüsü, beyan sahibidir. Dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlüdür. Dolaylı temsilde temsilcinin yükümlülüğü, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlıdır. 188 inci, 190 ıncı ve 194 üncü maddeler uyarınca doğan gümrük yükümlülüğü için de bu hüküm uygulanır.
Serbest dolaşıma giriş (ithalat) esnasında gümrükte ödenmesi gerekli vergi tutarı nasıl ve neye göre hesaplanır?
İthalat sırasında ödenmesi gerekli vergi iki faktöre bağlı olarak hesaplanır. Bunlar:
- Esyanın gümrük kıymeti
- İthal edilmek istenen eşyanın yer aldığı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) için ilgili yılda geçerli ithalat rejim kararı uyarınca belirlenmiş vergi oranları,
Eşyanın Gümrük Kıymeti
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24. maddesine göre, ithal eşyasının kıymeti eşyanın satış bedeli olup, satış bedeli ise Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.
Bu hükme göre satış bedeli, fiilen ödenen yada ödenecek olan ithalat faturası ile bu bedele ilave edilecek sigorta ve navlun (CİF) tutarından oluşur. Bu fiyata sigorta ve navlun dışında ilave edilmesi gerekli tutarlar kanunda yer almaktadır.
Gümrük kıymetinin 24 maddeye göre belirlenemediği (çifte fatura kullanımı, yurtdışı araştırmasında faturanın sahteliğinin ortaya konulması vb) durumlarda, 25 maddenin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan kıymet belirleme yöntemlerinin sırasıyla uygulanması suretiyle (aynı eşyanın satış bedeli yöntemi, benzer eşyanın satış bedeli yöntemi vd.) eşyanın gümrük kıymeti belirlenir. Bir üst bent hükümlerine göre gümrük kıymeti belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümleri uygulanmaz.
İthal eşyasının gümrük kıymeti olan CİF (fatura tutarı+sigorta+navlun) tutarına, Gümrük Kanunu uyarınca ilave edilmesi gerekli tutarlar arasında gözetim/referans/petkim/istatistiki kıymetler yer almamaktadır. Uygulamada, ithal eşyasının fatura bedeli ile gözetim/referans/petkim/istatistiki kıymet arasındaki fark kıymetler yurt dışı gider kalemi olarak ithalat beyannamesinde matraha dahil edilmekte ve fazladan vergi ödenmek suretiyle ithalatlar yapılmakta ise de bu uygulamanın yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.
Eşyanın Gümrük Tarife Cetvelinde Yer Aldığı Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP)
İthal edilmek istenen eşyanın hangi oranda gümrük vergisine tabi olduğu, söz konusu eşya için her hangi bir ek mali yükümlülük ya da damping vergisi öngörülüp öngörülmediği, tercihli bir vergi oranının uygulanıp uygulanmayacağın20ı kotaya tabi olup olmadığı gibi tüm hususlar eşyanın gümrük tarife cetvelinin hangi pozisyonunda yer aldığına göre belirlenir.
Gümrük vergileri, gümrük yükümlülüğününbaşladığı (ithalatta beyannamenin tescil tarihi) tarihte yürürlükte olan gümrük tarifesine göre hesaplanır.
Eşya ticaretine ilişkin özel hükümlerle belirlenmiş diğer önlemler, gerektiği takdirde, söz konusu eşyanın tarife pozisyonuna göre uygulanır. (Ek mali yükümlülükle ilgili koruma önlemleri; damping uygulamaları; kota uygulamaları; gözetim uygulamaları vb. Hepsi eşyanın tarife pozisyonuna göre belirlenir.)
Gümrük Tarifesi;
-Bakanlar Kurulunca kabul edilen Türk Gümrük Tarife Cetvelini,
-Tamamen veya kısmen Türk Gümrük Tarife Cetveline dayanan veya bu cetvele alt açılımlar ekleyen ve eşya ticaretine ilişkin tarife önlemlerinin uygulanması için tespit edilen diğer cetvelleri,
-Türk Gümrük Tarifesinin kapsadığı eşyaya uygulanacak; Gümrük vergi oranlarını,
-Türkiye’nin bazı ülkeler veya ülke grupları ile yaptığı tercihli bir tarife uygulaması gerektiren anlaşmalarda yer alan tercihli tarife uygulamalarını,
-Türkiye tarafından tek taraflı olarak bazı ülkeler, ülke grupları veya toprak parçaları için tanınan tercihli tarife uygulamalarını,
-İthalat vergilerinde, bazı eşyaya şartlı olarak uygulanacak muafiyet veya indirim uygulamalarını,
-Yukarıdakilerin dışında kalan diğer tarife uygulamalarını,
Kapsar.
Özetle, yukarıda bahsettiğimiz iki unsura dayanılarak ithal edilmek istenen eşyanın gümrük kıymeti ile tarifedeki yeri belirlenerek ödenmesi gerekli gümrük vergisi tutarı hesaplanır.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 15/7 maddesinde, Gümrük Tarife Cetveli, izahnamesi ve eşya fihristinin idari ve kazai uygulamalarda esas tutulacağı hüküm altına alınmış olduğundan tarife uygulamasında karşılaşılan sorunların çözümü için bazı açıklamaların yapılması gerekmektedir.
Bakanlar Kurulunca kabul edilen Türk Gümrük Tarife Cetveli nedir?
Gümrük Yönetmeliğinin 32. maddesindeki tanımıyla Türk Gümrük Tarife Cetveli: Eşyanın cins ve niteliklerine göre sistematik bir şekilde numaralandırılarak sınıflandırıldığı ve 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunda yer alan gümrük vergisi oranlarının gösterildiği Bakanlar Kurulunca kabul edilen cetveli ifade eder.
Bakanlar Kurulunca kabul edilip yayımlanan bu cetvel esas itibariyle dayanağını, 10 Kasım 1988 tarihinde imzalanan ve 1 Ocak 1989 tarihinde iç hukukumuzun parçası olan “Uyumu Sağlanmış (Armonize) Mal Tanımı ve Kodlama Sistemi Hakkında Uluslararası Sözleşme” oluşturmaktadır.
Sözleşme eki Armonize Sistem Nomanklatürü uluslararası ticarette eşyaların doğru bir şekilde sınıflandırılması ve yeknesaklığın sağlanması için oluşturulmuş, yapısı itibariyle 5000’den fazla ayrı kategorideki eşyayı altı haneli bir kodlama sistemiyle sınıflandırmaktadır. Bu altı haneli koda; Armonize Sistem Kodu/AS Kodu adı verilmektedir.
Bir eşyanın niteliği, neden yapıldığı, nerde kullanıldığı, bağımsız kullanım özelliği gösterip göstermediği vb hususlar dikkate alınarak, gümrük tarife cetvelindeki yerinin belirlenmesi tarife izahnamesindeki genel yorum kuralları, bölüm ve fasıllara ait genel açıklama notları ile tarifenin alt açıklama notlarına dayanılarak tespit edilir.
Tercihli tarife uygulamaları nedir?
Gümrük kanunu ve Yönetmeliğindeki tanımıyla, İki ya da daha çok ülkenin yaptıkları ticaret anlaşması uyarınca, aralarındaki ticarette karşılıklı olarak ya da bir ülkenin belli ülke ya da toprak parçaları menşeli eşyaya tek taraflı olarak daha düşük tarife uygulamasını ifade eder.
İki ya da daha çok taraflı ticaret anlaşmaları uyarınca tanınan tercihli tarife uygulamaları
-Türkiye ile AB arasında imzalanan Ankara Antlaşması uyarınca yürürlüğe giren Gümrük Birliği mevzuatından kaynaklı tercihli tarife uygulamaları;
-İkili serbest ticaret anlaşmaları (STA) uyarınca yürürlüğe sokulan tercihli tarife uygulamaları;
Anlaşma hükümleri uyarınca ithal edilmek istenen eşyanın tercihli tarifeden (gümrük vergisi ödenmeden yada indirimli ödemeden) yararlanabilmesi için bu anlaşmalarca tanımlanmış (EUR.1 , EUR.MED ve A.TR Dolaşım Sertifikası, Fatura Beyanı v.b.) menşei ispat belgelerinin bulunması gerekir.
EUR.1 Dolaşım Sertifikası; tercihli menşe kuralları çerçevesinde Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yaptığımız ülkelerden ithal edilen eşya ile Avrupa Birliği’nden ithal edilen tarım ürünleri ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) ürünlerinin ilgili anlaşma hükümlerinden faydalanmasını sağlayan; muhteviyatı eşyanın ilgili anlaşma kuralları çerçevesinde menşeli olduğunu gösteren; ihracatçı tarafından doldurulmasını müteakip Müsteşarlıkça yetki verilen kişi/kurum/kuruluş tarafından gerekli kontroller yapıldıktan sonra onaylanan; gümrük müdürlüğünce vize edilmesini müteakip geçerlilik kazanan belgeyi;
EUR.MED Dolaşım Sertifikası; EUR.1 Dolaşım Sertifikası ile aynı şekilde düzenlenen, ancak sadece Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyonu (PAAMK) sistemi çerçevesinde kullanılan belgeyi;
Fatura Beyanı; bir fatura muhteviyatı eşyanın ilgili anlaşma kurallarına göre menşeli olduğunun ihracatçı tarafından fatura, teslimat notu veya başka bir ticari belge üzerinde yazılı olarak beyan edilmesiyle oluşturulan; ihracatçı tarafından düzenlenen ve imzalanan; Müsteşarlıkça yetki verilen kişi/kurum/kuruluş veya gümrük müdürlüğünde herhangi bir onay prosedürüne tabi tutulmayan; toplam kıymeti 6.000 Euro’yu geçmeyen ve menşeli ürünler ihtiva eden bir sevkiyat için herhangi bir ihracatçı tarafından, 6.000 Euro’yu geçen tutarlar için ise onaylanmış ihracatçılar tarafından yapılabilen menşe ispatını;
Bunların dışında menşei ispat belgesi olmamakla birlikte Türkiye-AB ortak gümrük tarifesine göre tercihli rejimden faydalanmayı sağlayan bir başka belge daha vardır ki oda A.TR Dolaşım belgesidir.
A.TR Dolaşım Belgesi; Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki sanayi ürünleri ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretinde kullanılan, eşyanın Türkiye ve AB’de serbest dolaşımda olduğunu gösteren ve eşyanın tercihli rejimden faydalanmasını sağlayan belgeyi ifade eder.
Ülkemiz tarafından tek taraflı olarak tanınan tercihli tarife uygulamaları
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS)
Gelişmiş ülkeler tarafından, gelişmekte olan ülkelerin ihraç mallarına gümrükten muaf ya da indirimli oranlar uygulanması sureti ile gelişmekte olan ülkelerin ürünlerine gelişmiş ülke pazarlarında rekabet gücü kazandırılmasını amaçlayan bir sistem olup dayanağı 1968 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konseyi tarafından alınmış Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi kararına dayanmaktadır.
Ülkemiz tarafından uygulanan GTS; gümrük vergisi tavizlerinin tek taraflı olması, tavizlerin verilişlerinin bağlayıcı olmaması, tercihlerin kısmen veya tümüyle kaldırılabilmesi, tek taraflı veya uluslararası müzakereler sonucunda yapılacak en çok kayrılan ülke esasına dayalı tarife indirimlerini engelleyici olmaması temel ilkelerine dayanır.
GTS kapsamında tanınan tavizli tarifeler, İthalat Rejimi Kararı ekinde yer alan II ve III sayılı listelerde “GTS Ülkeleri” sütununa derç edilerek yürürlüğe konulmuştur. GTS’den yararlanacak G.Y.Ü. (Gelişme Yolunda Ülkeler), Ö.T.D.Ü.(Özel Teşvik Düzenlemeleri Ülkeleri ) ve E.A.G.Ü.(En Az Gelişmiş Ülkeler)’ler sırasıyla İthalat Rejimi Kararı Ek: 3A, Ek: 3B ve Ek: 3C sayılı listelerde yer almaktadır. GTS kapsamında tercihli tarifeler, bu listelerde belirtilen ülkeler menşeli eşyanın ithalatında uygulanır.
GTS sistemi kapsamında tercihli tarifeden faydalanacak olan ithal eşyasının menşei “Form A” menşei belgesi ya da “fatura beyanı” ile ispat edilir.
Form A Belgesi; Ülkemiz tarafından Gelişme Yolunda Ülkeler ve En Az Gelişmiş Ülkeler ile ticarette tek taraflı olarak indirim tanınması esasına dayanan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin (GTS) işleyebilmesi için gerekli iç düzenlemeyi yapan ve 2001/3485 sayılı Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi Kapsamında Tercihli Rejimden Yararlanacak Eşyanın Menşeinin Tespitine İlişkin Karar hükümleri çerçevesinde, ülkemiz tarafından tek taraflı olarak tanınan tavizlerden yararlanılabilmesi için gerekli uluslararası prosedürü tamamlayan ülkelerden GTS kapsamında yapılacak ithalatlarda eşyanın tavizden faydalanan ülke menşeli olduğunu gösteren; GTS kapsamında ülkemizden yapılan ve Türkiye’nin faydalanan ülke konumunda olduğu durumlarda ise Ticaret ve/veya Sanayi Odalarınca vize edilen ve gümrük müdürlüklerince ayrıca vize edilmeyen menşe ispat belgesini ifade eder.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz menşei ispat belgeleri, ithal konusu eşyanın tercihli tarifeden yararlanabilmesi için gerekli olan belgelerdir. Söz konusu belgelerin ithal sırasında gümrüğe sunulmaması, yada serbest dolaşıma giriş işlemleri tamamlandıktan sonra yapılan kontrollerde ibraz edilen belgenin temsil ettiği eşya bakımından menşei kriterlerini sağlamadığının veya belgenin sahte olduğunun ortaya çıkarılması halinde tercihli tarifenin sağlamış olduğu vergisel avantajlardan yararlanılamaz. Öncesinde tercihli tarifeden yararlanılmışsa şayet tercihli tarife ile tercihsiz tarife arasındaki fark vergiler yükümlüsünden 234/1-a’ya göre cezalı olarak tahsil olunur.
Ancak, 4458 sayılı Kanunun 198. maddesine 2009 tarihinde yapılan değişiklik ile eklenen 4. fıkrasında tanımlanan durumların varlığı halinde fark vergiler ve cezalar yükümlüsünden istenilemez.
Anılan düzenleme; “195 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen durumlar hariç olmak üzere; eşyanın tercihli tarifesinin karşı ülke idareleri ile idari işbirliği çerçevesinde oluşturulduğu durumlarda, dolaşım belgesinin karşı ülke idaresince yanlışlıkla onaylandığı tespit edildiğinde, yükümlü, gümrük mevzuatının gerektirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmesinde tüm özeni gösterdiğini ispat edebildiği takdirde, tercihli tarife uygulanması nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergiler sonradan istenmez. Ancak, belgeyi onaylayan idarenin eşyanın tercihli tarife için tayin edilen şartları yerine getirmediğini bildiği veya bilmesi gerektiği durumlar hariç olmak üzere, doğru olmadığı tespit edilen belgenin ihracatçı tarafından sunulan yanlış verilere dayanılarak onaylanması veya tercihli düzenlemenin, yararlanan ülke tarafından doğru olarak uygulandığına dair şüphe bulunduğu yönünde Resmi Gazetede bir duyuru yayımlanmış olması halinde vergiler yükümlüden tahsil edilir.” şeklindedir.
İfade edilmesi gereken bir başka husus da, Form-A belgesinin alınması için öngörülen süreçten kaynaklı bazı durumlarda ithalatçı firmalar ithal edilen eşyaya ilişkin Form-A belgesini, beyannamenin tescili anında gümrüğe sunamamaktadırlar. Böyle durumda ithalatçılar, sonradan ibraz edilecektir şerhi ile beyannamelerini ihtirazi kayıtla vererek vergilerini tercihsiz tarife üzerinden ödemekte ya da tercihli tarife ile tercihsiz tarife arasındaki gümrük vergilerini gümrük yönetmeliği hükümleri uyarınca depo ederek mallarını gümrükten çekmektedirler. Form-A belgesine esas olan serbest ticaret antlaşmalarında Form-A belgelerinin sonradan düzenlenme usul ve esaslarına da yer verilmiş olup bu anlaşma hükümlerine dayanarak sonradan düzenlenmiş te olsa Form-A belgesi ilgili ithalat için geçerliliğini koruyacağından söz konusu Form-A belgesine dayanarak tercihli tarife ile tercihsiz tarife arasındaki fark vergilerin 4458 sayılı Yasanın 214 maddesi hükmü uyarınca geri verilmesi ve kaldırılması mümkündür.
İthal Sırasında Gümrük Yükümlülüğü Kapsamında Alınan Vergiler ve Mali Yükler
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinde yapılan tanımıyla gümrük vergisi kapsamına giren ithalat vergileri;
-den oluşur, bu vergiler ve ek mali yükümlülüklerin her birini ihdas eden yasal mevzuat birbirinden farklı olup, tahakkuk ve tahsilat yöntemleri ile cezai hükümleri kendi kanunlarının Gümrük Kanununa yaptığı yollama gereği gümrük vergileri ile paralellik arz eder.
Gümrük Vergisi
4458 sayılı Gümrük Kanunu tüm gümrük işlemlerini düzenleyen ana kanun olup bünyesinde; gümrük vergisini ihdas eden, bu vergiye ilişkin yükümlülüğün şartlarını belirleyen, bu yükümlülüğe ilişkin zaman aşımı sürelerini düzenleyen, tahakkuk prosedürü ile bu tahakkuklara ilişkin düzeltme itiraz hükümlerini içeren ve ayrıca cezai hükümleri de barındıran bir kanundur.
İthalata ilişkin gümrük vergilerinin nasıl ve ne şekilde tahakkuk ettirileceğini yukarı da bahsetmiştik.
Normal şartlar altında gümrüğe sunulan eşya, ithalat rejimine tabi tutulmak isteniliyorsa yükümlü ya da onun adına hareket eden dolaylı temsilci tarafından kanunda ve yönetmelikte usul ve şekli belirtilmiş (yazılı ya da veri işleme tekniği yoluyla) beyannamesi doldurulur. Bu beyannamede eşyanın özellik ve niteliğine göre GTİP’da yer aldığı pozisyonu, menşei, gümrük kıymeti, ödeme şekli vd. hususlar gösterilir. Beyanname ekinde bu bilgileri tesvik eden ithalat faturası, menşei belgesi, döviz transfer belgesi, eşyayı tanımlayan ürün kataloğu vb. belgeler ibraz olunur. Bilgisayarlı veri işleme tekniğinin uygulandığı gümrük idarelerinde dökümü alınmış beyanname, ıslak imzalı olarak ekleriyle birlikte gümrük idaresine verlir. Sistemdeki özet beyan yada taşıma senedi bilgileri dahil ekran bilgileriyle karşılaştırması yapılır. Bir sonun tespit edilmezse tescil onayı verilir. Tescil onayı sonrası sistemin otomatik olarak belirlediği muayene kriterine göre, ya vergileri ödenmek üzere muhasebe servisine veya belge ya da fiziki kontrol için muayene memuruna yönlendirilir. Bu süreçlerin sorunsuz ikmaliyle de eşya gümrükten çekilerek serbest dolaşıma giriş işlemleri tamamlanır.
Ancak bazı durumlarda, gümrük mevzuatının uygulanmasıyla ilgili ithalatçı gümrük yükümlüsü ile gümrük idaresi karşı karşıya gelmekte aralarında ihtilaf çıkmaktadır.
Bu ihtilaflar ya beyannamenin tescili ve onay aşamasında ortaya çıkar ya da beyannamenin tescil ve onayından sonra yapılan sonradan kontrollerde ortaya çıkar.
Beyannamenin tescili ve onay aşamasında ortaya çıkan ihtilaflar
Yükümlüsünce doldurulan beyanname ekleriyle birlikte tescil ve onay için ilgili gümrük idaresine verilir. Gümrük idaresi yaptığı kontrolde, eşyanın;
-Beyan edilen kıymetinin gerçeği yansıttığında tereddüt eder. Bu tereddüdün giderilmesi için ithalatçıdan satış sözleşmesi, mahreç ülke çıkış beyannamesi, proforma fatura vb belgeler ister. İbraz edilen belgeler tereddütünde haklılığını ortaya koyarsa 25. madde de yer alan kıymet belirleme yöntemlerini sırasıyla uygulayarak eşyanın gümrük kıymetini yeniden belirler.
-Beyan edilen GTİP’nun yapılan laboratuvar tahlili ve fiziki muayene bulgularına göre hatalı olduğunu tespit eder. Yeni tespit olunan GTİP’na göre eşyanın gümrük vergilerini yeniden hesaplar.
-Beyan edilen eşya miktarının yapılan fiziki muayede faturasına göre fazla olduğunu tespit eder. Fazlalığa ilişkin vergiler için yeniden tahakkuk çıkartır.
-Beyan edilen eşyanın menşeini gösterir belgenin gerçekliğinde tereddüt eder. Menşei belgelerinin kontrolüne dair hükümlere göre mahreç araştırması yapar. Menşei saptırmasının olduğunu tespit ederse tercihsiz tarifeye göre gümrük vergileri için tahakkuk çıkartır.
Tüm bu durumlarda ithalatçı tarafından takip edilecek üç önemli yol vardır.
1–Yükümlü gümrük idaresinin (muayene memurunun) bu tespitlerine itiraz etmez.
Tespit edilen fark vergileri öder. Ancak bu gibi durumlarda tespit edilen vergi farkı %5’i geçtiği takdirde 4458 sayılı Yasanın 234. maddesi uyarınca ayrıca ceza kesilmesini gerektirdiğinden gümrükten malın çekilmesi için cezaların ödenmesi ya da teminata bağlanması gerekir.
Burada bilinmesi gereken iki husus daha vardır.
Bunlardan ilki, başka bir eşyanın beyanı sonucunu doğurmaması kaydıyla yukarıdaki hususların, eşyanın muayene edileceğinin bildirilmesinden yada beyannamedeki bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden önce yükümlü tarafından gümrük idaresine bildirilmesi halinde beyannamede 63. maddeye göre düzeltme yapılabilir.
Diğeri ise; Yukarıda belirtilen aykırılıkların gümrük idaresince tespit edilmesinden önce beyan sahibince bildirilmesi durumunda söz konusu cezalar yüzde on beş nispetinde uygulanır.
2- Yükümlü gümrük idaresinin (muayene memurunun) bu tespitlerine itiraz eder.
Bu gibi durumda yükümlüye, beyanname üzerine muayene memurunca şerh düşülmek suretiyle tahakkuk ettirilen vergiler imza karşılığı tebliğ olunur. Tebliğ olunan bu vergilere karşı 4458 sayılı Yasanın 242. maddesinde öngörülen usule göre itiraz başvurusunda bulunur. İtirazın reddi üzerine de vergi mahkemesinde dava açılır.
Söz konusu hususlar aynı zamanda yasanın 234. maddesi uyarınca ayrıca ceza kesilmesini gerektirdiğinden kesilen cezalara karşı da 242. maddedeki usule göre itiraz ve dava yoluna gidilir.
Gümrükten malın çekilebilmesi vergi ve cezaların ödenmesi koşuluna bağlı olduğundan ya itiraz ve dava yolunun sonucu beklenir. Ya da söz konusu vergi farkı ve cezalar için teminat gösterilir.
3-İhtirazi kayıtla beyanname vererek itiraz ve dava hakkını saklı tutmak
Eşyanın tarifesi, kıymeti vd. hususlarda gümrüğün geçmiş uygulamalarının hukuka aykırı olduğunu bilen/düşünen yükümlü, cezalı duruma düşmemek ve beyanın bağlayıcılığından (md. 61/3) kurtulmak için gümrüğün uygulaması doğrultusunda beyannamesini “ihtirazi kayıt” koyarak verir. Beyanın bağlayıcılığı bu gibi durumda söz konusu olmayacağından tahakkuk ettirilen vergilere karşı 4458 sayılı Yasanın 242. maddesinde öngörülen usule göre itiraz başvurusunda bulunur. Itirazın reddi üzerine de vergi mahkemesinde dava açılır.
Bu gibi durumlarda 234. maddeye göre ceza kesilmesi için şartlar oluşmamıştır.
Beyannamenin tescili/onay aşamasından (eşyanın gümrükten çekilmesinden) sonra ortaya çıkan ihtilaflar
4458 sayılı Yasanın 73 maddesine göre gümrük idareleri, eşyanın tesliminden sonra ve beyannamedeki bilgilerin doğruluğunu saptamak amacıyla, eşyanın ithal veya ihraç işlemlerini veya sonraki ticari işlemlere ilişkin ticari belge ve verileri kontrol edebilir.
Yapılan kontrol sonucu ilgili gümrük rejimine ilişkin hükümlerin yanlış veya eksik bilgilere dayanarak uygulandığının saptanması halinde, gümrük idareleri, beyanı yeni bulgulara göre düzeltmek için gerekli işlemleri yapar.
Yukarıda, tarife, kıymet, menşei, miktar vb. örnek olarak verdiğimiz durumların sonradan yapılan kontrol sonucunda ortaya çıkarılması halinde gümrük vergilerinin eksik tahakkuk ettirilmesi söz konusu ise fark vergiler için ek tahakkuk kararı alınarak yükümlüsüne tebliğ olunur. Tebliğ olunan vergilere karşı 242. maddedeki usule göre itiraz ve dava yoluna gidilir.
Söz konusu hususlar aynı zamanda yasanın 234. maddesi uyarınca ayrıca ceza kesilmesini gerektirdiğinden kesilen cezalara karşı 242. maddedeki usule göre itiraz ve dava yoluna gidilir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus; gümrük beyannamesinin tescilinden sonra yapılan kontrol sonucu ortaya çıkartılan vergi ve cezadan kaynaklı bu yükümlülüğe ait tebligatlar 197/2 ve 231/2 maddelere göre (197/4 deki durum dışında) gümrük yükümlülüğünün doğduğu (beyannamenin) tarihten itibaren üç yıl içinde yapılması gerekir. Aksi durumda söz konusu vergi ve cezalar zamanaşımına uğrar.
Av. Mustafa AYRAL
Kıdemli Avukat I Vergi ve Gümrük Uzmanı
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Bankacılık Hukuku, Gümrük ve Vergi mevzuatı konularında uzmanlaşmıştır. Yerel ve çok uluslu şirketlere danışmanlık hizmeti vermektedir. Vergi uyuşmazlıkları konusunda daha fazla bilgi için tıklayınız.